Çiçek açan yaban mersinleri, rüzgar ve yağmur tarafından şekillendirilmiş yemyeşil kum tepecikleri Danimarka’nın doğal manzarasını tanımlamaktadır. Seyahat edenler büyük şehirlere pek rastlamazlar; şehir yaşantısının büyük bölümü ülkenin başkentinde gerçekleşir. Kopenhag bile yaklaşık 600.000 sakiniyle bir hayli dingindir. Bu yüzden de şehir uzun süre boyunca Stockholm’deki gibi bir İskandinav havasını yaşamak isteyen gezginler arasında gizliden gizliye tavsiye edilmiş bir yer olarak kalmıştır. Fakat zaman içerisinde Kopenhag Kuzey Avrupa’nın çokça sevilen bir varış noktası haline gelmiştir ve aileyle yapılan bir seyahatte bile keşfedilecek çok sayıda şey vardır!
Kopenhag’a giden uçuşlar yıl boyunca mevcuttur fakat seyahat için en iyi zaman yaz aylarıdır. Ortalama 20°C sıcaklık ile yaz aylarında Øresund üzerinden esen ince rüzgarlarla bile hava hoş bir sıcaklığa sahiptir. İlkbaharın sonunda ve sonbaharın başında hava sıcaklıkları 15°C gibi değerlere ulaşır. Ancak yaz aylarının haricinde Kopenhag’ın Kuzey Kutbu’na yakınlığı kendini belli etmektedir: Günler kısadır ve güneş kendini yalnızca birkaç saatliğine gösterir. Şehri kış aylarında ziyaret etmek özel bir şeyler arayan ve donma noktasına yakın sıcaklıklardan çekinmeyen gezginlere tavsiye edilebilir.
Bu sayede havayolu şirketinin Antalya, Konya veya İzmir uçuşlarıyla geri dönüş seyahati de sorunsuzca gerçekleşir. Kuzeydeki bu şehri yerinde deneyimlemek için uçuşunuzu hemen bugün rezerve edin!
Uluslararası olarak sadece birkaç Danimarkalı Hans Christian Andersen kadar tanınmıştır. Şair masallarıyla 19. yüzyıldan beri küçük büyük herkesi fantastik dünyalara sürüklemektedir. En önemli eseri olan “Küçük Deniz Kızı”, tüm zamanların en sevilen Disney filmlerinden birine de ilham kaynağı olmuştur. Den lille Havfrue tarafından yapılan bronz heykel, Langelinie limanında bir taşın üzerinden kordonu izlemektedir. Şehrin yalnızca 1,25 metre boyundaki bu simgesi her yıl binlerce turisti kendine çekmektedir. Buraya yapılacak bir yolculuk özellikle de Disney klasiği filmi izlemiş olan ve “Arielle”i yakından görmek isteyen çocukları heyecanlandırır.
Kopenhag’ın en sevilen motiflerinden biridir: Nyhavn’de renkli bir çatı evini bir diğeri takip eder. Son derece şık liman mimarisi bile, Hans Christian Andersen’in bir zamanlar yaşadığı bu semti ziyaret etmeye tek başına yeterli bir sebep olabilir. Şair 20 numaralı evde beş yıl boyunca yaşamıştır. 9 numaralı ev de ayrıca görülmeye değerdir. Bu, limandaki en eski yapıdır ve aynı 1861 yılında göründüğü gibi korunmuştur. Bu bölge özellikle barları ve restoranlarıyla ün yapmıştır. Kopenhag’ın yerlileri burada iş çıkışı biralarını yudumlarken, güneşin kanal üzerinde batışını da seyrederler.
Kopenhag’daki çok sayıda saray, Danimarka’nın kraliyet tarihine tanıklık etmiştir. Kraliçe Amalienborg sarayında, ailesiyle birlikte yaşamaktadır. Ziyaretçiler, kraliyet korumalarının nöbet değişim törenini ücretsiz olarak izleyebilmektedirler. Kraliyet ailesi 1720 yılına kadar Rosenborg sarayında yaşamıştır. Günümüzde ise orada taht odası ve kraliyet ailesinin mücevherlerini içeren hazine odaları ziyaret edilebilir. Sarayın bahçesi de piknik yapmaya son derece uygundur; elbette ortama uygun bir şekilde Smørrebrød ile birlikte. Christiansborg sarayı da hem küçük hem büyükler için kaçırılmaması gereken bir yerdir: Başka bir sarayın yıkıntıları üzerine inşa edilmiştir.
Kopenhag’da aileleri çok özel bir sürpriz beklemektedir; şehrin tam ortasında bulunan bir eğlence parkı. Park, kapılarını 1843 yılında ziyaretçilere açmaya başlamıştır. Bu sayede Tivoli, dünyanın ilk eğlence parkı olmuştur. 28 mağaza, atlı karıncalar, bir lunapark treni ve bir dönme dolap eğlenceli vakit geçirmeye yardımcı olur. Park yerindeki büyüleyici çiçek tarhları, lunapark trenini uzaktan izlemek isteyenleri heyecanlandırır. Tivoli’nin konser salonunda gerçekleşen çok sayıdaki konserden biri, ziyarete çeşitlilik katar. Tiyatro ve bale meraklıları da beklentilerini orada karşılayabilirler.
Tereyağlı ekmeğin sıkıcı olmayabileceğini Danimarkalılar Smørrebrød ile ispat etmişlerdir. Esmer ekmek ve tereyağı, sevilen öğle yemeğinin temelini oluşturur, fakat esas renk cümbüşü daha sonra başlar: Kuzey Denizi yengeçleri, yumurta, ringa balığı, ciğer ezmesi ve çok daha fazlası ile bir dilim ekmek kısa sürede bir sanat eserine dönüşür. Kopenhag’da kendini sandviçlere adamış çok sayıda restoran mevcuttur; geleneksel Restaurant Schønnemann, 1877 yılından bu yana buna örnek teşkil etmektedir. Tatlı olarak ise Danimarka’da en az sandviçler kadar sevilen puf böreği vardır.
Gidiş uçuşunuz daha konforlu olamazdı çünkü havayolu ile Konya, Antalya veya İzmir üzerinden aktarma yapmaksızın doğrudan Danimarka’nın başkentine gidilebilmektedir. E-posta adresiyle kayıt yaptıktan sonra yolcular Kopenhag (CPH) havalimanındaki Wi-Fi bağlantısını ücretsiz olarak kullanabilmektedirler. İş seyahati yapmakta olanlar, Business Lounge Regus Expres’te konforlu biçimde çalışabilirler. İster yerel toplu taşıma araçlarıyla, isterse kiralık bir otomobil ile ya da taksiyle; havalimanı Kopenhag’ın her yerine çok iyi şekilde bağlantılıdır.